Görsel Sanatlar

Sanrısal Yansımalar, 200x100 cm tuval üzerine yağlı boya, 2014

Katliam Eğlencesi, 80 x100 tuval üzerine yağlı boya, 2023

Devrim İçinde Devrim, tuval üzerine akrilik boya, 50 x 60 cm, 2021

Kibir ve Ego  80x100 cm, tuval üzerine akrilik boya, 2024

Bagajdaki Sırlar, 80x100 cm tuval üzerine akrilik boya, 2024

Devrim Hep Çalışır 60x30 cm, tuval üzerine akrilik boya, 2024

Son Vuruş, 80x100 cm, tuval üzerine yağlı boya, 2017

 

Son İhanet, 80x100 cm, karışık teknik 2017

Büşra BİREL

Şehir: Eskişehir
Sanat Disiplini: Resim
Sanat Üretim Süresi: 13 yıl
Hakkında:

Büşra Birel, 4 Aralık 1993'te Eskişehir'de doğdu. 2012 yılında Eskişehir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Resim Bölümünden mezun oldu. 2016 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalında lisans eğitimini tamamladı. Mezuniyetinin ardından ÇOMÜ ÇABAÇAM'da dört yıl boyunca gönüllü resim öğretmeni olarak çalıştı. 2024 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Resim Anasanatdalında “Modern Türk Resminde Popüler İmge” konulu tez çalışmasıyla yüksek lisansını tamamladı. 

Otomobil imajları, ontolojik açıdan, hem bir varlık olarak insanın ihtiyaçlarını karşılayan bir araç hem de toplumda bireyin kimliğini, hızını ve özgürlüğünü simgeleyen bir nesnedir. Bu bağlamda araba imgeleri, modern yaşamda insanın varoluşsal özgürlüğünü sorgulayan bir metafor olarak değerlendirilebilir.

Otomobil, nostaljik bir bakış açısıyla, geçmişin özgürlük, hareket ve kişisel keşif arzusunun bir sembolü haline gelir. Otomobilin varlığı kalkınma ve üretimi her ne kadar arttırmışsa da statü dengelerini bozan imajıyla lüks ve hızlı tüketime neden olmuştur. Doğa tahribatına yol açtığı gibi aynı zamanda otomobil kültürel bir fenomendir. Terk edilmişlik ve yalnızlık gibi varoluşsal temaların yanı sıra, teknolojinin insanı ikinci plana itişini veya insansız bir dünyanın simgesini yansıtmaktadır. Bu durum, arabanın bir boşluk ve kimliksizleşme metaforu olarak kullanılmıştır. İnsanın mekândan ve araçtan soyutlanarak araçsallığın ön plana çıktığını sembolize etmektedir.

Otomobil imgelerini bireyin toplumsal hiyerarşideki yerini ve ekonomik gücünü görünür kılan bir sembol olarak değerlendirmektedir. Lüks arabalar, sadece bir ulaşım aracı olmanın ötesine geçerek, bireyin başarısını, prestijini ve tüketim kültüründeki yerini vurgulayan bir güç ve statü göstergesi haline gelmektedir.

Mekân açısından, araba bir geçiş ve arayış mekanı sunarken, imge olarak modernite, özgürlük, hız ve bazen de sınırlılıkların sembolüne dönüşür. Bu ikilik, arabayı hem bireysel hem toplumsal hafızada yer eden güçlü bir ikon haline getirir.