“Yürek Ölçme”, videodan görüntüler, 6'00'' 2022
Yürek ölçme, bedenin belli uzunluklarıyla ölçülen; bükülen, düğümlenip çözülen bir çemberle ruhsal korkuları ölçen ve gideren bir Şaman ritüelidir.
Şaman, bir insanın korkan yüreğini yerine getirmek için bu ritüeli yaparken iyileştirme gücünü doğayla kurmuş olduğu ilişkiden ve doğanın tinselliğinden alır. Antroposen çağından söz ettiğimiz günümüzde aynı zamanda "Şaman" diye adlandırabileceğimiz sanatçı kaybolmuş doğa-insan ilişkisini tekrar canlandırma, doğanın yüreğini yerine getirme, doğayı korkularından arındırma ritüeli üzerinden onu tekrar eski canlılığına, tinselliğine ve varlık gücüne kavuşturma çabasına girişir.
"İsimsiz", videodan görüntü, 1'16'', 2021
Uzaklar, düşlerin ve ulaşılmazlığın bir tür metaforu olarak karşımıza çıkar. “Karşıki dağların ardına” ve “denizlerin ötesine” duyulan arzuyu hatırlatır. Bu hem düşsel hem fiziksel mesafeler, insanın arayışlarına dair çeşitli alternatifler sunar. Bireyin yola çıkamadığı evrede uzaklar hep uzak olarak kalır. Bu yüzdendir bekledikçe mesafelerin artması ve eylemlerin azalması.
“Gökyüzü Günlüğü”, dijital kolaj, 2021
Gökyüzü Günlüğü, 15 farklı günün farklı zamanlarda evimin penceresinden çekilmiş gökyüzü fotoğraflarının katmanlanarak bir araya gelmesiyle oluşan bir çalışmadır. Katmanlandıkça soyutlaşan gökyüzü günlüğü, 15 fotoğrafı çektiğim zamanların bir görselidir.
“Uzağa Kaldıkça” serisinden, kağıt üzerine füzen, 70 cm x 100 cm, 2024
Uzaklar, düşlerin ve ulaşılmazlığın bir tür metaforu olarak karşımıza çıkar. “Karşıki dağların ardına” ve “denizlerin ötesine” duyulan arzuyu hatırlatır. Bu hem düşsel hem fiziksel mesafeler, insanın arayışlarına dair çeşitli alternatifler sunar. Bireyin yola çıkamadığı evrede uzaklar hep uzak olarak kalır. Bu yüzdendir bekledikçe mesafelerin artması ve eylemlerin azalması.
Devam eden seriden kömürle yapılmış çalışmalar, kömürün doğası ve tozlu yapısının yarattığı imkanla zamansallığa ve geçiciliğe dair ilişkileri düşünmeye alan açar.
“Uzağa Kaldıkça” serisinden, kağıt üzerine füzen, 50 x 70 cm, 2025
Uzaklar, düşlerin ve ulaşılmazlığın bir tür metaforu olarak karşımıza çıkar. “Karşıki dağların ardına” ve “denizlerin ötesine” duyulan arzuyu hatırlatır. Bu hem düşsel hem fiziksel mesafeler, insanın arayışlarına dair çeşitli alternatifler sunar. Bireyin yola çıkamadığı evrede uzaklar hep uzak olarak kalır. Bu yüzdendir bekledikçe mesafelerin artması ve eylemlerin azalması.
Devam eden seriden kömürle yapılmış çalışmalar, kömürün doğası ve tozlu yapısının yarattığı imkanla zamansallığa ve geçiciliğe dair ilişkileri düşünmeye alan açar.
Marmara Üniversitesi Resim Yüksek Lisansı’na devam ederken sanatsal üretimlerimi farklı pratikler üzerinden sürdürüyorum. Çalışmalarımda bir yanda sözlü aktarımla nesilden nesile geçen iyileşme ritüellerini, diğer yanda ulaşamadığımız uzaklıkların içimizde yarattığı duyguları ve arayışı ele alıyorum. Bu süreçte, şifa veren geleneklerle köklenirken uzak olana duyulan özlemle dışa bükülen insan doğasını araştırıyorum.